Ramazan ve Bayram
Değerli kardeşlerim;
Hepimizin bildiği gibi Ramazan ayı Allahu Teâlâ hazretlerinin kullarına bahşetmiş olduğu bir kurtuluş ayıdır. Kur'ân'ın yeryüzüne inişi ve Kadr suresiyle bunu anlamaktayız.
Hakk'ın zâtına has sıfatı olan yemekten içmekten münezzeh O'dur. Kur'ân-ı Kerîm ve onun ışığında günümüze kadar gelen kitaplarda oruçla alâkalı bir karşılık belirtilmeyip sadece içinde bulunan Kadir gecesi hakkında ibadet yönünden bin aydan hayırlı olduğunu; rahmet, mağfiret ve kurtuluşun sonsuzluğunu Rabbimiz bize açıkça belirtmiştir. Bu konuda hadisler vardır.
"Ve kâne emrullâhi kaderen makdura" (Ahzab, 38) Anlamı: "Allah'ın kaderi hakkımızda kesin bir emirdir"
Dünya hayatı bizim için yaşanılması kesin emir olan Hakk'ın kaderi ile (takdiri) belirlenen bir yaşamdır, ancak! Açlık beden için bir kaderdir ama yemek zorundayız. Çünkü yemezsek sonucun ne olacağı malum. Öyleyse bize düşen itaat etmek ve bu dünya yaşamı içinde bize ayrılan hayatın gerçeği ne ise onlarla muhatap olmak. Bu görünen hayalden gerçekleri marifetimizle bulup ortaya çıkarmak yani uyanmaktır. Bu uyanış ilmin ışığında kesin bilgi ile olur ve böylece de kesin görüşe kavuşmuş oluruz. (Tekâsur)
Orucun diğer bir yönü de; vücut ikliminde zahir ve batın birçok hastalıkların devasıdır. Vücut bu hastalıklara karşı antikor üreterek kendisini yenilemekte, "Oruç tut, sıhhat bul." manâsı da bunu ifade etmektedir. Kalbin masivadan temizlenmesi, Allah'ı zikredebilen bir kalb haline gelmesi de bizim dirilişimizdir. Kalb Allah'ı zikretmeye başlayınca O'nun nuru zamanla bedeni tümüyle sarar.
Gerçek mü'minin hayatının bir parçası olan ibadet vazifesi yaradılış gayesine hizmet etmektir. Böylece farzların biri olan oruç; insanların birbirlerinin noksanlarını düşünebilme açısından fazileti en yüksek ibadettir. Manevi tatmin yönünden de Ramazan; ibadetin zevk ve tadına en üst seviyede ulaşabilme ayıdır. Çünkü insanların yemek ve içmek ve diğer davranışları emr-i ilâhînin işâreti olan ezana tâbîdir.
Günümüzde orucu daha iyi anlayabilmenin yolu, sabrın ve tefekkürün insana verdiği güzel ahlâkî (zemimeyi) elde etme gayreti iledir. "Allahu Teâlâ hazretleri yeryüzünde sabırdan daha güçlü bir kimya yaratmamıştır." (Mevlâna)
Bir başka yönüyle bedensel açlık nefse verilen bir terbiyedir. Buradan şunu anlamaya çalışalım; insan ibadetle ilgili değilse, ruhuna ne kadar sıkıntı verdiğini buradan görerek anlayabilir. Yediğimiz gıdalar Ruh-u hayvanımız olan bedene güç verir ama o almış olduğu gücü ibadete dönüştürürse o zaman ruhumuz da gıdasını almış olur ve insanın iç aleminde bir rahatlama, ferahlık hissi meydana gelir.
Böylece kısa bir anlatımla orucun hakîkatlerini ifade etmek mümkün olmasa gerek.
Bizi takip eden cümle kardeşlerimizin mübarek Kadir gecelerini, akabinde mübarek Ramazan bayramlarını can-ı gönülden kutlar, saygı ve hürmetlerimle Allah'dan başarı ihsan etmesini, nice Ramazan bayramlarına ulaşmalarını Allah'ın Rahmeti ile birlikte dileyerek dua etmekteyim.
Esselâmu Aleyküm
O. Zengin